19 Mayıs 2020 Salı

Corona Sonrası Dünya ve Ekonomi

Bu blogda son yazımı 2017 Ocak ayında yayınlamışım, 3 seneden uzun süredir herhangi bir içerik eklemediğim bloğu, 2020'nin Nisan ayında, Corona günlerinde hatırlayıverdim. Aslında hatırlama nedenim de blogda yayınladığım 2017 tarihli son yazımdı. Bu kısa denemenin başlığı "Dünyayı BATIRMAMAK İçin Yeni Bir Ekonomik Model İhtiyacı: FAYDA ODAKLI EKONOMİ" şeklindeydi. Kısmen de olsa şu an yaşamakta olduğumuz sıra dışı zamanların ekonomik boyutuna yönelik 3 sene önceden yapılmış bir öngörüydü. Bundan sonrasına devam etmek isterseniz, kavramsal bütünlüğü sağlamak için öncelikle 2017 tarihli denemeyi okumanızı, sonrasında bloğun bu bölümüne geçmenizi tavsiye ederim.

Bir kez daha blogda yazı yayınlama nedenim, bu dönemi fırsata çevirmek, veya uzmanlık taslama yarışından geri kalmamak değil, şu an içinde bulunduğumuz durumun, yukarıda linkini verdiğim 3 yıl önceki deneme ile bağlantısını göstermek ve kullandığımız hatalı ekonomik modellerin bundan sonra olacakları nasıl etkileyeceğine yönelik varsayımlarda bulunmaktır.
Öncelikle hepimiz adına bir itirafta bulunarak başlamak isterim, bir çoğumuz ekonomik sistem içerisinde gündelik çabalarımızın ve değer verdiğimiz bir çok şeyin aslında o kadar da gerekli olmadığını bu süreç içerisinde kavramış olduk. Evlerimizin güvenli ortamında, sağlıkçıların ve bilim insanlarının bizim için çözüm üretmesini beklediğimiz bu günlerde, oluşturduğumuz kurgusal evrenin kahramanları Youtuber'lara ve Instagram Fenomenleri'ne hiç mi hiç ihtiyaç duymuyoruz. Binlerce kişilik arenaları doldurarak, hayranlıkla izlediğimiz milyonlarca dolar gelire sahip futbolcular da tam bu günlerde malikanelerine çekildiler, aynı bizim gibi, bilimden gelenlerin çözüm üretmesini bekliyorlar, eski şaşaalı günlerinin özlemi içinde olduklarına eminim.

Geçmiş dönem kahramanlarımız, eski günlerine dönmek için sırça köşklerinde beklerken, tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, vaka sayıları henüz sıfırlanmadan normalleşme çabaları başlatıldı bile, endüstriyel futbolun devam etmesi, insanların hızlı bir şekilde erteledikleri turistik faaliyetlerine dönmeleri, tüm gezilerini belgelemeleri ve sosyal medya üzerinden sergilemeleri gerekiyor, bu sayede yeni izlekler, sergilenen fotoğraflardan etkilenerek sisteme dahil olabilir ve döngünün devam etmesini sağlayarak ülke ekonomilerinin BÜYÜME rakamlarına katkıda bulunabilirler.

Şimdi gelelim ana konumuza, BÜYÜME odaklı ekonomi modelleri dünya vatandaşlarının soluklanmasına müsaade etmeyecek bir yapıda işler, yeni ürün ve hizmetlerin üretilebilmesi için BÜYÜME rakamlarının olumlu seyretmesi, ülkelerin NEGATİF BÜYÜME açıklamaması gerekir, NEGATİF BÜYÜME, sermayeyi elinde tutanların iştahlarını kaçırır ve güvenli limanlarda beklemeyi tercih etmelerine sebep olur, işte tam bu nedenle ülkelerin şu an içinde bulunduğumuz global sağlık krizinde soluklanma süreleri de kısıtlıdır. Bunun bir nedeni, insanın sosyal bir varlık olması ve dört duvar arasında geçireceği sürenin uzamasıyla, yaşanabilecek travmalardır, fakat karar vericiler için asıl önemli sebep BÜYÜME odaklı ekonomiye hizmet etmemiz için acilen hayatın normalleştirilmesi ve kitlesel tüketimin kaldığı yerden başlatılmasıdır.

Oysa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, en başta yaşam ve özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetleri, bildirinin temeline oturtmuştur, bu gün geldiğimiz noktadaysa karar vericiler seçimlerini en basit tabiriyle tekrar büyüme arayışından yana kullanmışlardır, listenin en başında yer alan yaşam ve sağlık hakları, kurgusal düzenimiz adına kolayca hasır altı edilmiştir.

Şu anda yaşadığımız virüs temelli bir sağlık krizi, bununla birlikte, BÜYÜME odaklı ekonomik modelimiz nedeniyle doğaya farklı boyutlarda müdahale etmeye devam edeceğiz, bu müdahalelerimiz belki yeni virüsler, belki iklim temelli krizler, belki de bugün aklımıza gelmeyen çok daha farklı küresel ölçekli krizleri beraberinde getirecek. Bu paradokstan çıkışın yolu kurduğumuz ekonomik ve finansal modelleri yeniden gözden geçirerek cüretkar yaklaşımların üzerine kafa yormaktan geçiyor.

Bu cüretkar yaklaşımlar neler olabilir? Bu soruya cevap ararken tek ve kesin bir cevap bulamayacağımızı kabul ederek yola çıkabiliriz, şu an kullandığımız ekonomik ve finansal modellerin yıllar içerisinde aldığı karmaşık yapı ve ülke ekonomilerinin birbirleriyle sıkı etkileşimleri, radikal değişiklikler yapmaya müsaade etmez, küçük adımlarla yola çıkılabilir, öncelikle kaynakların dağıtılması sürecinin gözden geçirilmesiyle işe başlanabilir, sadece insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan, ekonomik anlamda yatırımcısına yüksek oranda getiri öngören her tür iş modelinin kabul gördüğü ekosistemde, kaynakların, öncelikli alan olarak saptanmış, gerçek sorunlara ve rasyonel ihtiyaçların giderilmesine yönelik iş modellerine aktarılması, birincil önceliğimiz olmalıdır.

Yukarıda açıklananlar sadece varsayımsal bazı yaklaşımlar, gerçekte olacaklara gelince, öncelikle ekonomik modellerimiz ve son 25 yılda DNA'mıza farkına bile varmadan işlenmiş olan alışkanlıklarımız nedeniyle, kendimizi yeni tip Corona Virüsün vicdanına bırakarak yolumuza devam edeceğiz, virüsün zayıflaması ve mevsimsel bir gribe dönüşmesi öncelikli umudumuz olacak, eğer gelişme bu yönde gerçekleşirse insanı ayakta tutan ve yoluna devam etmesini sağlayan yegane özelliğimizi devreye alacağız, bu özelliğimiz de tahmin ettiğiniz gibi UNUTMAK. Unutma süremiz de virüsün ne kadar süre hayatımızda kalacağıyla ilgili olarak değişiklik gösterecek, sonrasında bir sonraki global krizimize kadar parti kaldığı yerden devam edecektir. Peki gelişme bu yönde gerçekleşmez de virüs bizim için olumlu yönde mutasyona uğramazsa, bu durumda hem ekonomik modellerde, hem iş yapış şekillerimiz de hem de finansmanın dağıtımında tüm dünyada gerçek bir "Liyakat Düzeni"nin kurulması gerekecektir, bu Liyakat Düzeni ise sadece ticari kaygılarla yanlış alanlara yönelen beyinlerin, hepimiz için faydalı alanlara yönelmesine olanak tanıyacaktır.

Yazının bu aşamasına kadar geldiyseniz, size bir şekilde ulaşmışım demektir, ve eğer ilk paragrafta atıfta bulunduğum 2017 tarihli "Dünyayı BATIRMAMAK İçin Yeni Bir Ekonomik Model İhtiyacı: FAYDA ODAKLI EKONOMİ" başlıklı denemeyi de okuduysanız, bu iki denemede yapılan varsayımların üzerinde tartışılması gerektiğine inandığınızı düşünüyorum, lütfen yorumlarınızı bloğun altına ekleyerek ve bu denemeyi kendi sosyal ağınızda paylaşarak, hiç bir medyaya bağlı olmayan tamamen bağımsız bu bloğu, yeni yazıların yayınlanması adına destekleyiniz.